Kategori arşivi: Korona Günlüğü

Hoşgeldin 2021 !

Geçen yıl bu zamanlarda 2020’ye dair aklımda bin türlü konu vardı. Ancak pandemi krizi ?, o ‘bin türlü konu’ arasında bir düşünce kırıntısı olarak bile yer almamıştı.

Pandeminin gelişini Şubat ayı boyunca Beylikdüzü proje çalışmalarına gidip gelirken hissettim. Şehir içi ulaşımda toplu taşıma araçlarını kullandığım için özellikle metrobüs seyahatlerimde içimi inanılmaz bir huzursuzluk ve ‘burada bir terslik var’ düşüncesi kaplamıştı. Hatta Şubat ayında yaşları ileri olan ebeveynlerimin evine gitmeyi kestim. Hiç unutmuyorum anneme “O her ne ise etrafta dolaşıyor ve o bende var, artık sizin eve girmeyeceğim” demiştim. Şubat sonunda bir gece ciğerlerimde yoğun bir acı hissettiğimi ve elimi göğsüme bastırarak “ne oluyor böyle?” dediğimi de hatırlıyorum.

Mart ortasına geldiğimizde memleketçe evlere girdik. Bu hepimiz için çok değişik bir tecrübeydi. Benim ilk refleksim yaşadığımı kayıt altına almak oldu. Kesintisiz 90 gün boyunca evdeki günlük akışımı Kaynağım İnsan’a yazdım. Çok geliştirici, farkındalık oluşturucu, keşif, takip dolu geçti Mart, Nisan ve Mayıs aylarım. Geri dönüp neler yaptığımı düşündüğümde;

  • Kaynağım İnsan üzerinden Korona Günlüğü tuttum. Blog yazılarıma devam ettim. ?
  • Her içi her gün 40 dakika – 1 saat spor yaptım. ??‍♀️
  • Wediacorp proje çalışmama eksiksiz, hatta daha verimli şekilde online devam ettim. Bu beni çok motive etti. ?
  • Ürettiği ürünün niteliği nedeniyle pandemi sürecinde kesintisiz, hatta iki katı çalışan Kisbu’ya uzaktan destek vermeye devam ettim.
  • Adana ile uzaktan proje çalışmama kesintisiz Göktekin Yapı ile devam ettim.
  • Hızla online verebilecek şekilde eğitim paketlerimi dönüştürdüm ve ilk eğitimimi Nisan’da Habitat Derneği ile verdim.?
  • Ciddi oranda kitap okuma zamanımı arttırdım. ?
  • Mayıs ayı boyunca her gün Instagram üzerinden canlı kitap tanıtımı yaptım. IGTV’den videolar izlenebilir. ?
  • Medeniyetler ve Türk Tarihi üzerine üç başlık üzerinden online seminerlere katıldım. ? ??
  • Edx üzerinden iki sertifika programı bitirdim. ?
  • Youtube’da sayısını takip etmediğim kadar çok gelişim videosu izledim. ?
  • Mart ayında başladığımız ancak pandemi nedeniyle kesintiye uğrayan satınalma ve birleşme projesi Mayıs ayında sürpriz şekilde kaldığı yerden devam etti. Dünyada pandemi sürecinde tek kapatılan satınalma ve birleşme (M&A) projesinin İK ayağını yürüttüm. Haziran başı itibariyle de projenin saha çalışmasına geçtim.  ?
  • Uzun yıllardır çalıştığım Ford Otosan Gelişim Akademisi ile online yürütülecek bir performans koçluğu ve mentorluğu programı geliştirdik, Temmuz ayı itibariyle de uygulamaya aldık. ?
  • Hayatım boyunca yapmadığım kadar çok yemek yaptım. Ancak ekmek, kek, pasta yapmak gibi aşkın girişimlerim olmadı. ❌
  • Saçlarımı kendim boyadım. ?
  • Her akşam sağlık çalışanlarını alkışladım. ???
  • Ailemle ve arkadaşlarımla online buluşmalar gerçekleştirdik. Sohbet ettik, ekrandan kadeh tokuşturduk ?
  • ABD ve İngiliz basınından pandemi sürecini çok ciddi takip ettim. ?
  • Bu süreçte kızımla en az tükettiğimiz ise televizyon haberleri, dizi ve filmleri oldu. ?

Haziran ayının ilk günü saha çalışmasına başladım. Haftada bir, iki derken Temmuz ayı itibariyle hemen hemen her gün ofis ortamında çalışma rutinime döndüm.

Sonbahar aylarım iki yeni proje; ECARCH ve Kardem ile şenlendi. Şehirler ve ülkeler arası arası eğitim kaynaklı seyahatlerim yerini Türkiye ve Azerbaycan çapında verebildiğim online eğitimlere bıraktı. Pandeminin iş hayatıma online çalışma, proje yapma ve eğitim verme disiplinini katmış olmasından çok memnunum. 2019’da hafta sonları dahil bazen on beş gün eve giremezken, bu yıl teknoloji sayede evde kalabiliyor, kızımın LGS sürecini daha yakından takip edebiliyorum.

Şimdi kapıda 2021 var. Yine kafamda bin bir tane düşünce, fikir, plan, hayal … Önümüzdeki günler her ne getirirse getirsin, bardağın dolu tarafından bakarak anı en verimli, keyifli şekilde yaşamayı tercih etmek ve kızımla sağlığımızı korumaya çalışmak 2021’de de ana disiplinlerim olacak.

Dilerim pandeminin aşı faslı en kısa sürede rayına girer, Türkiye ve Dünya hızla yeni normaline geçer.

Herkesin yeni yılını kutlar, sağlık, başarı ve mutluluk dilerim.

Covid-19 ve İnsan Yönetimde 5 Baskın Yetkinlik

2019’u 2020’ye bağlayan yılbaşı gecesine dönelim. İstisnasız hepimiz yeni yıla irili ufaklı beklentilerle girdik. Kimimiz bir terfi, kimimiz bir evlilik, kimimiz bir iş girişimi düşledi. Hatta ben 2020’ye niyetlerimi, isteklerimi, hedeflerimi içeren bir mektup bile yazdım. Mektup önümde ve gülüyorum. Kim bilebilirdi bir salgın hastalık nedeniyle 2020’den en büyük beklentimizin sağlıklı kalmak olabileceğini?

Covid-19 virüsünün Türkiye’de ilk çıktığı 10 Mart 2020 tarihinden itibaren hepimiz hayatlarımızda gerek duygusal, gerekse zihinsel olarak pek çok ‘ilk’i yaşadık. Devlet kurumlarının hızla devreye aldığı çeşitli düzenlemeleri, şirketlerimizin çalışma ortam, metot ve disiplinine yönelik geliştirdiği farklı çözümleri, bütün iş dünyası deneyimledi, deneyimlemeye de devam ediyor.

Mart 2020 ile başlayan ve daha da uzun bir süre devam edeceği öngörülen bu süreci iş hayatındaki insan odağı ile iyi analiz etmeliyiz. Çünkü eğer pandemiyi yarısına kadar dolu bir bardak olarak kabul edersek, bardağın dolu tarafında kendimizi, ekiplerimizi tanımamızı ve geliştirmemizi sağlayacak pek çok fırsatlar yatıyor.

Bu zorlu dönemde alıştığımız iş hayatının ötesinde, özellikle beş yetkinliği farklı boyutlarıyla baskın şekilde sergiler hale gelmemiz gerekti; empati, adaptasyon, çeviklik, esneklik ve disiplin.

  1. Empati

Empati kurmak sözde kolay, fiiliyatta zor bir yetkinliktir çünkü insanlar dinlemekten ziyade konuşmayı severler. Oysa ki empati, ilişki içinde bulunduğumuz insana önce sorular sorarak, sonra da onu anlamak için dinleyerek gerçekleştirilir. Empati özünde susmayı tercih etmektir. Önyargılar empatinin düşmanıdır.

Pandemi sürecinde ister evden, ister ofisten çalışalım, ister yönetici, ister ekip üyesi olalım, sürecin yaşattığı duygu ve düşünceleri, zorlukları, beklenmedik güzellikleri acaba birbirimize sorduk mu? Birbirimizi anlamak için samimiyetle dinledik mi? Dinlediğimiz sıkıntılara çözüm üretebilmek için iş birliği geliştirebildik mi? Eğer bu sorulara cevaplarınız  “evet” ise empati kurmak yetkinliğini başarıyla sergiliyorsunuz demektir.

  1. Adaptasyon

Adaptasyon, yönetici ve çalışanların yine farklı açılardan zorlandığı bir yetkinlik olarak karşımıza çıktı. Adaptasyonun duygusal boyutunda bazı çalışanlar pandeminin yansımalarından başlangıçta hiç etkilenmezken, ilerleyen dönemde bunalma sinyalleri verdi. Bazı çalışanlarsa başlangıçta ciddi endişelerle boğuşurken, sonradan rahatladı.

Adaptasyon yetkinliğinde en büyük sınavı ise yöneticiler verdi. Yöneticilerin kriz ortamında önce kendi duygusal ve zihinsel adaptasyonlarını sağlayıp, sonrasında ekiplerinin adaptasyonu için ciddi emek sarf etmeleri gerekti.

Yöneticilerin bir diğer sınavı ise, ekipleri için yeni çalışma yöntem, araçları tanımlayabilmek ve onların bu yöntem, araçlara adaptasyonunu sağlamaktı. İş performansı çıkarttırmak ve takibini yapmak konularında bazı yöneticilerin ciddi zorlandıklarını gördük.

  1. Çeviklik

Çeviklik, delicesine hızlı değişen istikrarsız dünyada, kurumların değerlerini korumak ve yeni değerler yaratmak için stratejilerini, yapılarını, iş süreçlerini, insanlarını ve kullandığı teknolojileri hızla, sürekli iyileştirmeleri, yeniden yapılandırmalarıdır.

Pandemi, son yılların adeta moda haline gelen çeviklik yetkinliğinin, ciddi anlamda sergilenmek zorunda kalındığı bir kriz oldu. Şirketler gerek yönetim modelleri, gerek kullandığı teknolojiler, gerekse bütün iş süreçlerini çevik şekilde dönüştürmek zorunda kaldı. Bütün yönetici ve çalışanlar krizin getirdiği yeni iş yürütüm modellerine, araçlarına, süreçlerine çeviklik sergileyerek adapte oldular. Dikkat edileceği gibi adaptasyon ile çeviklik yetkinlikleri pandemi sürecinin ikiz kardeşleri olarak hayatımıza kalıcı olarak girdi.

  1. Esneklik

Her gün pandemi hakkında farklı kanallardan bize akan doğru veya yanlış bilgi ile üstüne yaşadığımız dünyanın ne kadar istikrarsız olduğunu bir kez daha tecrübe ettik. Katı, değişmez dediğimiz duygu ve düşüncelerin yersizliği gördük. Zor zamanlarda kendimizi iyi hissedebilmeye devam edebilmenin ana koşulunun hem duygusal, hem de zihinsel esneklik olduğunu fark ettik. Artık biliyoruz ki, her an, her şey değişebilir, her an, her şey olabilir.

  1. Disiplin

Disiplin, yaptığımız işin standartlarını tanımlamak ve bu tanımları hayata geçirecek performansı sürekli sergilemektir. Disiplin, bu kadar belirsiz, bulanık bir dünyada bizi istikrarlı kılabilecek ana yetkinliktir. Hem duygusal, hem de zihinsel yılmazlıktır. Pandeminin getirdiği sistemsel değişimlere hemen adapte olup, yeni disiplinini tanımlayabilen yönetici ve çalışanlar bu süreçten kesinlikle büyük fırsatlar yakalayarak çıkacaktır.

.

Değişim, geri dönüşü olandır. Dönüşümünse geri dönüşü yoktur. Dünya özellikle son otuz yıldır teknoloji kaynaklı büyük dönüşümler yaşıyor. Covid-19 ise hiç birimizin hayaline bile getiremediği bambaşka dönüşümlerin nedeni olacak gibi. Bu süreci istesek de, istemesek de yaşayacağız. O nedenle, hepimiz değişim ve dönüşümlere karşı esnek olup, ekiplerimiz ile sürekli empati kurarak, her yeniye çeviklikle, sürekli, tekrar ve tekrar adapte olabilme disiplinini sergileyebilmeliyiz.

Korona Günlüğü, Gün 90, 19 Haziran 2020 / VEDA

Güle güle

Sabah saatlerinde ekibinde bulunduğum çok önemli bir proje müşterimin Japonya’dan CEO ve ikici başkanı geldi. Haziran başından bugüne kadar işlerimizi görüntülü görüşmelerle yürütüyorduk. İki tepe yönetici ile ilk yüz yüze görüşmemiz gayet iyi geçti. Teknoloji iyi hoş ama hiç bir araç, gereç, yazılım insan insana yapılan toplantıların yerini tutamaz. En az bizim kadar Japon yöneticiler de bir masa etrafında oturuyor olmaktan duydukları mutluluğu dile getirdiler.

Öğleden sonra ise eğitim video çekimlerini tamamlamak üzere diğer önemli müşterime gittim. On videonun ham çekimleri bitti. Önümüzdeki iki hafta içinde montaj ve kurgularını gerçekleştireceğiz. Final versiyonlarını merakla bekliyorum.

.

Yarın sabaha karşı saat 03:15’de Datça’ya gitmek üzere Yaprak’la yola çıkacağız. Yaprak’ı zorlu bir LGS’ye hazırlık yılı bekliyor. Güzel bir yaz geçirmesini istiyorum, diliyorum. Bu arada ben de ona iyi bir kurs bakacağım. Bakalım 2020-2021 döneminde bizi neler bekliyor?

.

Bu yaz benim payıma düşense çalışmak, çalışmak ve daha çok çalışmak var. Bol bol kitap okumak ve hafta sonu park sefasını da listeye ekleyebiliriz. Eğer bir iki gün boşluk yaratabilirsem Prens Adaları’nın bir tanesinde ufak bir tatil de listemde, gerçekleştirebilirsem ne ala.

.

Veeee final.

Pandemi krizinin ilk günlerinde başladığım Korona Günlüğü’mün 90. yazısı ile sonuna geldim. Şöyle baştan sonra baktığımda hayatımın en sıra dışı dönemlerinden birini yaşadım covid-19 virüsü nedeniyle. Zor zamanlarda tercih ettiğimiz tutum seti aslında gerçek kimliğimizi ortaya çıkartır. Bu sınavı verebilmek için en iyisini yaptığımı düşünüyorum. Geçen 90 günü düşündüğümde “daha ötesi olmazdı” diyebiliyorum.

Temennim, ikici kez blogumda “2. Korona Günlüğü” kategorisini açmak zorunda kalmamak. İnsanların gerekli maske takmak, sosyal mesafeye dikkat etmek, el yıkamak gibi kilit önlemlere özenle uymasını diliyorum. 

Sağlıkla kalın ve yazın da keyfini doya doya çıkartın, sevgilerimle.

.

The Washington Post – 19.6.2020 Korona Virüs Dünya Raporu (Toplam Vefat – Toplam Vaka ve ilk 25 ülke )

Korona Günlüğü, Gün 89, 18 Haziran 2020

Sabahın erken saatlerinden akşama kadar 9 eğitim videosunun çekimini gerçekleştirdik. Tam bir maraton oldu, çok da keyif aldım. Elbette kurgular yapıldıktan sonra sonucu göreceğiz, dilerim emeklerimize değecek çıktılarla karşılaşırız.

.

Pandemi sürecinin başlangıcından bu yana bugün ilk defa otobüs ve metrobüsü kullandım. Sabah Sancaktepe’ye giderken otobüs boştu, akşam dönüşte metrobüste yorgunluktan nasıl geldiğimizin farkında bile değildim. Her iki araçta da doluluk oranı normaldi. İnsanlar ellerinden geldiğince sosyal mesafeye dikkat ediyor. Bu beni mutlu etti.

.

Yarın korona günlüğünün 90. ve son günü. Veda zamanı. Ben pandemi sürecini kayıt altına aldığım için çok memnunum. 5-10 yıl sonra “o günlerde ne yaptın?” diye soranlara okuyabileceğim bayağı bir içeriğim var. Yarın itibariyle kendimce normalleşme sürecini de tamamlıyorum. Dilerim önümüzdeki ayları sağlıklı geçirebilirim, ülkece geçirebiliriz.

.

The Washington Post – 18.6.2020 Korona Virüs Dünya Raporu (Toplam Vefat – Toplam Vaka ve ilk 25 ülke )

 

Korona Günlüğü, Gün 88, 17 Haziran 2020

Sokakta halletmem gereken işlerin ardından bir görüntülü toplantı ve sonrada İstanbul Erkek Lisesi Derneği Mentorlar Projesi çerçevesinde katıldığım webinar.

Çocukluk arkadaşım sevgili İEL mezunu olan Mehveş Poda yaklaşık bir ay önce beni Mentorluk Projesi ekibi ile tanıştırdı ve  bugün gerçekleştirdiğimiz “21. Yüzyılda Oyunun Kuralı” başlığı ile programı netleştirdik. Her adımı çok titiz ilerletilen bir proje, çok takdir ettim.

Kısaca 21. yüzyılda oyunun kuralları olarak nelerden bahsettiğime gelecek olursak, iş oyunu 5 kural üzerinden kurguladım:

  1. Kişisel marka bilinci (özgün ve çok yönlü değer yaratmak ve değeri sunabilmek, yaratıcı olmak, kendi kendine öğrenerek sürekli gelişim)
  2. Dijital hakimiyet (meslek ne olursa olsun veri üretebilmek, okumak, yorumlamak, analitik yapabilmek, geliştirmek)
  3. Network (işinin erbablarıyla ilişki ağı kurmak, duygusal zekayı /egoyu akıllı yönetmek, destek almak, destek vermek)
  4. Karmaşık dünyayı içselleştirmek (değişime alışkanlık, adapte olmak, karmaşa içindeki fırsatı görmek, değerlendirmek)
  5. Dirençli, yılmaz olmak (yenilgiden, reddedilmekten, anlaşılmamaktan korkmamak, yılmamak ve yola azimle devam etmek)

En önemli vurgum, iş hayatına girdiklerinde karşılarına çıkacak dinazorlar nedeniyle ideallerini kaybetmemeleri, küsmemeleri oldu.

2025 yılı ve sonrasındaki bambaşka dünyayı onların yaratacağını, o dünyanın işbirliği ve paylaşımla şekilleneceğine inancımın tam olduğunu ekleyerek de sözlerimi bitirdim.

.

The Washington Post – 17.6.2020 Korona Virüs Dünya Raporu (Toplam Vefat – Toplam Vaka ve ilk 23 ülke )

 

Korona Günlüğü, Gün 87, 16 Haziran 2020

Bugün proje çalışması için Beylikdüzü’ndeydim. Verimli geçen zamanları seviyorum. Eve keyifli döndüm.

Ardından Yaprak’la dışarı çıktık. Biraz yürüyüş sonrasında Maçka Demokrasi Parkı içindeki kafeye oturduk. Bu parkın en büyük özelliği içindeki sayısını kimsenin tahmin edemediği kedi nüfusudur (Örneğin sadece bugün 70 tane saydım).

Hele ki parkın içindeki kafede otururken insanın sinirini bozacak kadar çok kedi tarafından taciz ediliyorsunuz. Önlem olarak işletmeci masalara su spreyi bırakıyor. Artık kediler spreyin ne olduğunu öğrenmiş, sıkmanıza gerek kalmadan yüzüne spreyi doğrultunca toz oluyorlar. Ama ben bir kaç tanesine su sıkmadım değil. Zalimse zalimim. Kimse kusuruma bakmasın, kedinin de arsızı hiç çekilmiyor. (Bakınız yukarıdaki fotograf, tipik arsız, kulağı kesik İstanbul sokak kedisi, bu arada bizim evde de bir tanesi var) Bıraksak tabağın ortasına oturacak. ?

Bu akşam Yaprak’la 2 aylık ayrılık öncesinde, dışarıda son baş başa yemeğimiz oldu. Cumartesi günü kızımı Datça’ya anneanne ve dedemizin yayına götürecek ve Pazar günü İstanbul’a döneceğim. Bu yaz bana tatil yok gibi görünüyor. Yapacak bir şey yok. ??‍♀️

.

Siparişini verdiğim iş kitaplarım geldi. Yazıyı bitirir bitirmez Brian Tracy’nin Müzakere‘sini okuyacağım. Tracy’nin kitapları şip şak okunur ve çok etkilidir. Pek beğenirim.

.

The Washington Post – 16.6.2020 Korona Virüs Dünya Raporu (Toplam Vefat – Toplam Vaka ve ilk 23 ülke )

Korona Günlüğü, Gün 86, 15 Haziran 2020

Günlüğü yazarken ilk defa bu kadar geçe kaldım. Kendim de şaşırdım. Neden olduğunu yazmayacağım. (Tahminler serbest !!)

Online iş görüşmeleri ile renklenen, sunum maratonumun sonuna geldiğim verimli bir iş günüydü. Yukarıdaki görsel de sunumlarda kullandıklarımdan. Stratejiyi temsil ediyor.

Sipariş verdiğim kitaplarım geldi. Son zamanlarda Stefan Zweig’in eserlerini seri şekilde okuyorum. Çok hoşuma gidiyorlar. Her biri bir hediye paketi sanki. Açması/okuması coşkulu, merak uyandıran ve çabuk biten, heyecanı kursakta bırakan.

.

The Washington Post – 15.6.2020 Korona Virüs Dünya Raporu (Toplam Vefat – Toplam Vaka ve ilk 23 ülke )

 

 

Korona Günlüğü, Gün 85, 14 Haziran 2020

Hafta içinde gerçekleşecek eğitim videoları için sunum hazırlamaya devam ettiğim bir gündü. Toplam on sunum hazırlamam gerekiyor. Sekizi bitti.

Sunumların kalitesini arttırmak için yüzlerce sunum şablonu satın aldım. Sunum içeriklerinin hepsi beynimde, zor olan tasarımlarını oturtmak. En iyi görselleri, ikonları, fontları seçmek. Ne zormuş bu estetik işler.

.

Yoğun bir haftaya başlıyorum. Günlük yazımı bitirince çalışmayı bırakacağım. Kitap okumak, bitki çayımı içmek, pazar günümü sessiz ve sakin kapatmak istiyorum.

.

The Washington Post – 14.6.2020 Korona Virüs Dünya Raporu (Toplam Vefat – Toplam Vaka ve ilk 23 ülke )

 

 

Korona Günlüğü, Gün 84, 13 Haziran 2020

Esaslı işime dokunamadığım, parça pinçik işlerle günün nasıl geçtiğini anlayamadığım bir durumdayım. Saatlerdir ben neler yaptım diye kendime sorunca;

  • 22 yıllık emektar çamaşır makinamı geri dönüşüme gönderdim. Yaptığım araştırmalar sonrasında “en iyisi” olduğuna ikna olduğum yeni makinamı yetkili servise kurdurttum. İlk çamaşırımızı yıkadım.
  • Evimdeki ahşap mobilyaları merakla satın aldığım bir malzeme ile cilaladım. Güzel oldular. ?
  • Evi topladım, kedinin kumunu değiştirdim. ?
  • Yaprak’ı Datça’ya götürmek için gerekli seyahat organizasyonunu, bilet alımlarını yaptım. 20 Haziran’da inşallah bir terslik çıkmaz. 18 yaş altı ebeveyn olmadan seyahat edemediği için 48 saat içinde İstanbul-Dalaman-Datça-Dalaman-İstanbul yapacağım. ✈️
  • Yaprak’ın 2020-2021 okul kaydını yaptım. Okul 24 Ağustos’da başlayacak.  ?
  • Sokağa çıkış ile birlikte kişisel bakım asla ihmal edilemez. Kuaföre gittim.  ??‍?
  • Yaprak’ın kulaklarını deldirttik. Ona bütün takmadığım gümüş küpelerimi verdim. Küpelere bakarken 20-30’lu yaşlarıma gittim. Nostalji dolu dakikalar geçirdik Yaprak’la. ?
  • Hayatımda ilk defa zerdeçallı kahve içtim. Bir daha da içmem. ?
  • Çok okumak istediğim bir kitabı yarıladım. ?

.

Yukarıda görmüş olduğunuz merdiven Leonardo Da Vinci tarafından 1516’da yapılmıştır. Adı DNA merdivenidir. Günümün en güzel anlatımıydı. Bu nedenle seçtim.

.

The Washington Post – 13.6.2020 Korona Virüs Dünya Raporu (Toplam Vefat – Toplam Vaka ve ilk 23 ülke )

 

 

 

Korona Günlüğü, Gün 83, 12 Haziran 2020

Bugün proje çalışmam kapsamında Anadolu yakasındaydım. Akşam saatlerimizi de Yaprak’la yürüyüş yaparak ve dışarıda yemek yiyerek geçirdik.

.

Eve dönüşte biraz da şans eseri nefis bir canlı yayına denk geldim. Bugüne kadar pek çok videosunu seyrettiğim Akan Abdula ile HBR Türkiye’nin genel yayın yönetmeni Serdar Turan’ın söyleşisi.

Akan Adbula pazarlama, marka, iletişim üzerine uzmanlaşmış bir kişi. Diyeceksiniz bu profillerden etrafta çok var. Abdula’nın performansının özel yanı, uzmanlığını yere göğe sığmayan “pazarlama gururu” laflarıyla değil, veri analizleri ve analitik yaparak sergilemesi.

Sohbet pandemi sürecinin yorumlanması ile başlıyor. Dijitalleşmenin sosyal ağ kullanmak ve cep telefonlanarak tüketmek değil, veri üretmek ve analiz yapmak anlamına geldiği vurgulanıyor.

İlerleyen dakikalarda konu işveren markası ve bu süreci Türkiye’de en iyi yürüten şirketlere geliyor. Akan, benim de Mart ayında Evde Korona Günlüğü yazılarıma taşıdığım iki markayı en başarılı konuma yerleştiriyor: Koç Holding ve Toyota. Üçüncü sırada ise Migros var. Başka da örnek çıkmıyor.

Akan, bu süreçte ne kurumsal iletişim, ne de İnsan Kaynakları, çuvaldızı tepe yönetime batırıyor. Evet, ben de katılıyorum. Türkiye’de normal zamanlarda lafa gelince mangalda kül bırakmayan pek çok büyük, süksesi bol şirketin tepe yönetiminden pandemi süresince ne hikmetse çıt çıkmadı. Hiçbirisi “Sonuna kadar beraberiz, birlikte bu işi yürüteceğiz” açıklamaları yapamadı, yapmadı.

Kriz boyunca tepe yönetimleri ses vermeyen şirketlerin kurumsal iletişim veya insan kaynakları bölümleri üç beş ay sonra çıkıp “biz okul boyadık”, “kız çocuklarını eğitttik”, “çalışan tecrübesinde uçtuk” dediklerinde, şimdi ben içimden “Hadi ordan” demeyecek miyim? ?

.

Söyleşinin sonuna doğru ise Z ve Alfa kuşağının yüksek “empati” kurma yetkinliği vurgulanıyor. Benim gibilerin temsil ettiği, 2. Sanayi Devrimi’nin ezberci, rasyonalite ve kar odaklı zihniyetinin yerini soru soran, duygusal anlamda zeki kuşaklara bırakmakta olduğu, önümüzdeki 10 yılda herseyin çok değişeceğinin altı çiziliyor.

Bir saatinizi ayırarak dinleyebileceğiniz Akan Abdula söyleşi eminim sizin de farkındalığınızı arttıracak, zihninizde farklı düşünce patikaları açacak.

.

The Washington Post – 12.6.2020 Korona Virüs Dünya Raporu (Toplam Vefat – Toplam Vaka ve ilk 23 ülke )