Etiket arşivi: Öz farkındalık

Liderlerin Z Kuşağı İle Çetin Sınavı

Eskiden bir lider profili vardı; tek kaşı havada, her şeyin en iyisi, en doğrusunu bildiğini iddia eden. Herkesin önünde eğildiği, adeta ondan habersiz kimsenin nefes alamadığı. Artık bu cümleleri okumak bile komik geliyor. Bitti o devirler, değişti devran, farkında olmayan yok olmaya mahkum. Yeni nesiller geldi, dahası da gelecek, siz deyin Z ve Alfa kuşağı, ben diyeyim bilişimci, etkileşimci, değişken, hızlı, sıkılgan ve kırılgan.

21.yüzyılın bulanık, karmaşık, öngörülemez doğasını ruhunda taşıyan 2000 yılı sonrası doğumlu insanların iş hayatına girişleriyle artık en eski kafalı kurumlar bile farklı bir şeyler yapmaları gerektiğinin farkındalar. Onları yönetmek, onlara liderlik etmek öyle eskisi gibi tek kaş havada dolaşarak, tatlı veya sert etrafa emirler yağdırarak olmuyor. Dolayısıyla özellikle kurumsal liderlerin bundan sonraki en büyük sınavının, Z ve sonrasında gelecek kuşakların iş hayatına yönelik değer, öncelik ve beklentilerini anlamak olacağını söyleyebiliriz.

Büyük potansiyeller barındırdığına sonuna kadar inandığımız Z kuşağına yönelik liderlerin ilk yapması gereken, onların yaratıcı özgünlüklerini tanımlamalarını sağlayacak alanları açmaktır. Bu alanlar nerede, ne zaman, nasıl çalışacaklarından, yapacakları işe karar verebilme özgürlüğüne kadar çok boyutlu ele alınabilmelidir. Elbette söz konusu esnekliklerin sağlanması için kurumların iş ve kalite standartlarını net şekilde tanımlamış ve genç çalışanlarına da onların anlayacağı dille “oynayacakları oyunun kurallarını öğretmiş” olması ön şarttır. Bahsi geçen öğrenme süreci çok dikkatle tasarlanmış oryantasyon ve işe alıştırma programları ile gerçekleşebilir.

Yeni kuşakların liderlerinden en büyük beklentilerinin sürekli ve çok yönlü öğrenme gelişme ihtiyacı olduğu asla unutulmamalıdır. Klasik sınıf veya dijital ortamdaki eğitimlerin çok daha ötesinde sistemlerin tasarlanması şarttır. Koçluk, mentorluk, sürekli ve etkili geri bildirim alıp vermek, yaratıcı zorlu görevlendirmeler ile iş üstünde hem yapmak/uygulamak, hem de öğrenip gelişmek genç insanların cevaplanması gereken beklenti ve ihtiyaçları arasındadır.

Liderlerin en dikkat etmesi gereken ve Z kuşağının çok önem verdiği konulardan bir diğeri de birlikte çalıştığı ekip arkadaşlarının nitelik ve yetkinlikleridir. İş birliği, paylaşmak, birbirinden öğrenmek kasları eski nesillere göre çok daha güçlü olan Z kuşağının belki de iş dünyasına yaratacağı en büyük fırsatlar söz konusu “biz” olabilme iradesi, farkındalığı, çabasıdır. “Biz” olabilmek isteklerini insanlığa, doğaya, barışa olan düşkünlüklerinden de anlayabiliriz.

Doğdukları andan itibaren teknolojiyle iç içe yaşamış Z kuşağının en hassas olduğu konu ise iletişimdir. Sosyal ağlarda her türlü duygusunu istediği gibi ifade edebilmeye alışmış olan gençler özellikle iş hayatının kısıtlı ve kurallara bağlanmış iletişim süreçleriyle karşılaştıklarında bocalayabilmektedir. Zamanın kurum içi ve dışı iletişim süreçlerini nasıl dönüştüreceğini fazla öngörememekle birlikte, liderler saygı kavramını nesiller ve teknoloji üstü bir değer olarak konumlandırmalıdır. Liderler Z kuşağına olan saygılarını da onları istekle dinleyerek gösterebilirler. Onların duygu ve düşüncelerini sürekli dinlemek (empati kurmak), onları farklı konular hakkında sorular sorarak düşündürmek, kısacası spontane koçluk yoluyla potansiyellerini ortaya çıkarmak, yol göstererek, tecrübe paylaşarak mentorluk yapmak, liderlerle Z kuşağının ilişkilerini çok daha samimi, kaliteli, üretken frekansa taşıyabilir.

Son olarak liderlerin üzerinde hassasiyetle durması gereken konu, Z kuşağının çok yoğun şekilde yaşadığı aşırı stres ve anksiyete durumudur. Z kuşağının başta sosyal ağlar kaynaklı, fazlasıyla dış referanslı ve somut değerler (güzellik, zenginlik, başarı, vb) üzerinden hayat sürmesi, onları sürekli kıyas yapmaya itmekte ve öz farkındalıklarını düşürebilmektedir. Liderler, kurum içinde geliştirecekleri wellbeing/esenlik, mindfullness/bilinçli farkındalık programlarıyla, Z kuşağına hayatlarındaki stres kaynağı faktörleri daha etkili yönetmelerini öğretebilirler. Bu çalışmalar, gençlerin liderlerine inanmak ve bağlanmak yolculuğunda kilit destekler noktasına gelebilir.

Z kuşağına gerçekten liderlik yapmak, en öz tanımı ile işin önüne insanı koymakla, yani yukarıdaki önerileri ve dahasını da hayata geçirmekle olabilir. İnsan işten değerlidir. İnsan hak ettiği değeri görürse, bu değeri işine de en etkileyici şekilde yansıtacaktır. Eski kuşak liderler yetişme dönemlerinde hak ettikleri değeri görmemiş olabilirler, o zaman şimdi dönüşüm zamanı diyelim ve Z kuşağını da liderlerin yeni inukshuku* olarak kabul edelim.

 

Kuzey Amerika’da henüz yerleşik hayata geçmemiş ve balıkçılıkla geçimini sağlayan bir topluluk olan İnuitler’in temelde yol bulma amacıyla ortaya çıkardığı, derininde pek çok farklı anlamlarda topluluğun hayatını kolaylaştıran bir yapı.

Başarılı İnsan Yöneticisi Kimdir?

Dünyada bir tek zor var: İnsan

İnsanın anı anına uymaz. Dün başkaydı, yarın bambaşka olacak. İstekleri, hevesleri, hedefleri bitmez. Her insan kendi sonsuzluğunun bir yansımasıdır, bir evrendir. Şu koskoca evreni ne kadar az biliyorsak, insanı da o kadar az biliyoruz. Bilim istediği kadar elektrodları takarak, DNA içinde dolanarak insan evreninin haritasını çıkarmaya çalışsın, insana dair ancak ortalama bir açıklama yapabilir. Sonsuz olasılıklar evrenidir insan, mükemmellik kavramı da buradan çıkıyor zaten.

İnsan üzerine bütün bu açıklamalardan sonra hem kendisini, hem de ekibini yönetmek zorunda olan yöneticilere nasıl saygı duymayız? Çok zor iştir yöneticilik. Etrafımızda yönetici çoktur ama biliriz ki, herkes iyi yönetici olamaz. Yöneticilik çok ciddi bir kapasite, yetkinliktir.

Bu kadar zor bir pozisyon iken, pek çok kişinin de en büyük hevesidir yöneticilik. Yönetici olduktan sonraysa işin rengi kısa süre sonra değişir. Biz insan kaynakları bölümü olarak günümüzün büyük bir bölümünde çalışanların yöneticilerinden kaynaklı şikayetlerini veya yöneticilerin ekip üyelerine yönelik sert eleştirilerini dinleriz. Herkes çözüm ister, bizse sabırla empati kurar ama “çözüm budur” diyemeyiz. Çünkü çözümün sonsuz olasılık evreninde bir yerlerde olduğunu ve onu bulmanın büyük zaman, sabır, motivasyon gerektirdiğini biliriz. Oysa ne insanın, ne de iş hayatının böyle bir sabrı, zamanı, motivasyonu vardır.

Konu ne kadar kaotik, bulanık görünse de günün sonunda bir yöneticinin stratejilerini hayata geçirmek, sorumlu olduğu işleri yönetebilmek için iyi çalışan bir ekibe ihtiyacı vardır. Bu ihtiyacını en akıllı ve etkili şekilde yürütmek üzere ben yöneticilere sırası ile iki konuya odaklanmalarını öneririm; önce öz yönetim, sonra ekip yönetimi. 

  • Öz Yönetim;
  1. Etik değerlerinize bağlı olun, bu konuda asla esnemeyin.
  2. Motivasyonunuz her zaman yüksek olsun.
  3. Özgüvenli ve alçakgönüllü olun.
  4. Meraklı olun, öğrenmek, anlamak için sürekli sorular sorun.
  5. Teknoloji dostu olun. Özellikle mesleğinizle bağlantılı teknolojik gelişmeleri yakından takip edin.
  6. Fiziksel, zihinsel, duygusal ve ruhsal zekanızın farkında olun. Öz farkındalığınızı yükseltmek için koçluk, mentorluk, vb. destekler alın, güvenilir kanallardan kendinize dair geri bildirim isteyin.
  7. İşinize hakim olun. İşiniz ile bağlantılı yerel ve global gelişmeleri, etkili uygulamaları takip edin.
  8. Yan disiplinlerle ilgili kendinizi sistemli ve çok yönlü şekilde sürekli geliştirin.
  9. Dünya ve yerel meselelerini takip edin. Bu konularda objektif olun.
  10. Güler yüzlü olun, mizah anlayışınızı geliştirin.
  11. Çalışkanlığınız ile rol model olun.
  12. Değişime açık olun.
  13. Sözlü, yazılı iletişiminize özen gösterin. Beden dilinizi etkili kullanın.
  14. Zorluklardan yılmayın.
  15. Ölçümlenebilir riskler alın.
  16. Şikayet etmeyin.
  • Ekip Yönetimi;
  1. Ekibin amaç, etik değerler ve çalışma disiplinini ekibinizle birlikte tanımlayın, yaşayın.
  2. Ekip üyelerinin teknik ve davranışsal yetkinliklerini yakından takip edin ve onları sürekli geliştirin.
  3. İşleri ve hedefleri ekip üyelerinin güçlü yetkinliklerini göz önünde bulundurarak dağıtın. İş rotasyonu yapın.
  4. Ekip üyeleri ile hem iş, hem de özel hayatı kavrayacak açık, samimi iletişim kurun. Ekibinizle düzenli aralıklarla birebir uyumlanma görüşmeleri yapın, ekip üyelerini dinleyin, onlarla ilgilenin.
  5. Katılımcı bir yönetim tarzını benimseyin. Uygun durumlarda ortak ekip kararı ile ilerlemeyi tercih edin. Onları güçlendirin.
  6. Ekip üyelerinin birbirine uyumlanmasını sağlayacak açık iletişim, paylaşım, yardımlaşma, eğlenme kültürünü yaratın, yaşatın.
  7. Ekip üyelerinden gelen iş iyileştirme ve geliştirme önerilerini ekip ile birlikte değerlendirin. Uygun olanların hayata geçirilmesi için gereken desteği verin.
  8. Ekip üyelerinin mesleki ve davranışsal kapasitesine güvenin, sorumluluk ve yetki devredin.
  9. İşleri mümkün olduğunca ölçümlenebilir yapılandırın ve ekip performansını yakından takip edin, anlık geri bildirim verin ve alın.
  10. İşin iyileşmesi ve gelişmesini sağlayacak, verimliliği arttıracak teknolojik çözümleri hızla kullanıma alın ve ekibin etkin birer teknoloji kullanıcısı (hatta geliştiricisi) olmasını sağlayın.
  11. Ekibin kariyer gelişimi ve başarısı için onların taleplerini dikkate alın, yönlendirmeleri yapın, destek verin.
  12. Ekibinizi takdir edin, başarıları kutlayın.
  13. Ekibin hatalarını sahiplenin. Hataların gelişim için fırsat olduğunu bilin, anlatın, çözüme odaklanın.
  14. İşin yürütümünde diğer bölümler, iş ortakları, tedarikçiler ile etkili işbirliğine geçilmesini sağlayın.
  15. Günlük, haftalık, aylık ekip toplantılarına büyük önem verin. İşlerin bütün ekip üyeleri tarafından takip edilebilmesini, ekip üyelerinin birbirlerinin işleri, zorluklarıyla empati kurmasını sağlayın.
  16. İş hakkında yaşanabilecek kriz senaryolarına hazırlıklı olun. Ekibinizin kriz alternatifleri üzerine farkındalığını yüksek tutun. Bir kriz yönetimi ekibi kurun.

Kanımca iyi bir insan yöneticisi olmanın uzun vadedeki en büyük kanıtı, yıllar içinde yönettiği insanların bir kişiyi “unutulmaz yöneticimdir, beni -ben- yapan insandır, bugün bulunduğum noktayı ona borçluyum” diye anmasıdır.

İnsanın ve insan yönetmenin zor olduğunu yazarak başladım. Konu üzerine üç ilham veren sözle de yazımı bitireyim;

Kendini yönetirsen dünyayı yönetecek gücü bulabilirsin. Platon

Kendine usta diyebilmen için; önce ustanı geçeceksin, sonra seni geçecek bir öğrenci yetiştireceksin. Japon Atasözü

Toplumsal gelişmenin de, çürümenin de temelinde, yöneticilerin tavırları yatar. Mustafa Kemal Atatürk